Kalemin ucu kırılıyor
ince bir cıt diyor sanki
buz tutmuş sessizliğe inat eyleme döküyor umudunu
son bir haykırış misali
çığlık çığlığa büyüyor
soğuk koridorların duvarlarına
çarparak yankılanıyor
Gözlerini kapatsan hissediyorsun
ışığın karanlığı yararak ilerlediğini
ince bir ses daha
geliyor ahşap döşemeden
ince bir toz bulutu kalkıyor
yıllanmış çıtırtılara inat
ürperiyorsun alelade
gelen sessizliğe inat
göz kapaklarında bir tecessüs
beliriyor bir korku hemen arkanda
duyamadığın ayak sesleri
çalıyor umudunu arkasına bile bakmadan
soğuk koridorlarında ilerliyor
kanı soğuk bu ayak sesleri
titrek edalarla aralıyorsun gözlerini
kaskatı kesilmiş dudaklarında
dehşet görüntüsü yansıyor aynaya
ayaklarının ucunda bir dolma kalem
mürekkebi gömleğine bulaşmış oysa
tutuyor yakasından adeta
yaralı bir asker gibi
her adımında bıraktığı bir kaç damla kan
ancak takip ettiğinde görebiliyorsun
şuursuz bir kurşunla düşen
sessiz sedasız gözyaşlarına
bürünen kalem yatıyor
yanıbaşında ayaklarının biraz buruk
biraz heyacanlı ölümün verdiği
korkuyla gelen.
yk mayıs 2014
- Blogger Comment
- Facebook Comment
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder