bir parça kelimeye bürünüp
düşüyor geceye şiir
göz kırpıyor birbiri ardına
İstanbulda geceye Olimposda güne
nerede o eski şiir kokulu mevsimler
musallanın önünde amansız bir insan topluluğu
kimi sırasını kimi vaktini kimiyse ezanı beklemekte
kulak kesilmiş bütün bir alem
bir kaç kelimeyle mi uğurlanacak o kadim şiir
mısraların canı yanmakta
kelime bir damla gözyaşı misali
ağır ağır gidiyor musallaya
tarihin adamları var
omuzlarında bela'dan kalma bir yük
ağır ağır soluk alıp vermekteyiz
kim konuşacak dudaklar mı mühürlü
yaratılışın kelimeye bürünmüş hali
orada küçük bir musallada mı bekleyecek
nedir bu çaresizlik
yürekler mi kan revan
yetişmeyecek mi yeniden zebun u selimden
bir ses durun diyerek haykırmayacak mı
ve ardı ardına bir kaç mısrayı dizmeyecek mi
durun ben bela'dan haberciyim
pas mı tuttu damarlarınız
ben o meşhur mısranın sahibi
ben damarlarınızdan akan kanın kelimeye bürünmüş hali
haykıracaksın ey gönlü şiir kokan
şairliğin gelecek aklına
mısraların seni kucaklayacak
görmez misin insan kelimeyide gömecek
ne büyük gaflettir bu yaşanan
bir parça kelimeyle doğacak
birbiri ardına dizilecek mısralar
işte o an şiir bir güneş tekrar haykıracak
ben bir parça kelimeye bürünüp
dudaklarınızda akan kan
bir kaç mısrayı haykırıp
ben dilinizde dönen
ben yaratılışınızın kelimeye vurulmuş haliyim
yk.
- Blogger Comment
- Facebook Comment
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder